Soru:Selamünaleyküm hocam 27 yaşında bir gencim, çalışıyorum bekarım. Derdimi pek uzatmak istemiyorum diyeceğim şu ki hocam günahlarım beni çok rahatsız ediyor ve Tevbe etme konusunda nedendir bilmiyorum ama ikna olamıyorum. Kendi kendime diyorum ki sen boşa tövbe ediyorsun ve bedbaht olanlardansın bu içimi kemiriyor ve benim ruhsal sağlığımı bozuyor. Namazdan ve mümin insanların ortamından soğutuyor. Şu sıralar psikolojik ve ruhsal açıdan tedavi görüyorum zaten. Hocam lütfen bana öyle bir şey söyleyin ki hem Tövbe hem de psikolojik problemlerden kurtulayım. Allah’a emanet olunuz Allah’tan hem sizin hem de kendim için selamet diliyorum.
Günahlarınızın sizi rahatsız etmesini imanınızın ve Allah’a olan sevginizin bir işareti olarak görün, rahatlayın. Çünkü öyle. -Allah korusun- ya bir de rahatsız olmasaydınız… “Tövbeye layık olmamak, namaza layık olmamak, mümin ve salih ortamlara layık olmamak” diye bir şey yok! Şeytan sizi bir edebiyatla kandırıyor. Tevbe de namaz da salih ortam da mecbur ve sorumlu olduğumuz şeylerdir. Vazosunu kırdıktan sonra, “ben özür dilemeye layık değilim” deyip vazonun sahibinden özür dilememek, ne kadar mantık hatasıysa, “tövbeye layık değilim” demek, tevbe etmemek de o kadar mantık hatasıdır. Tövbeyi bozmak, tövbeye küsmeyi değil, bilakis yeniden tevbe etmeyi gerektirir. Kırk defa tevbe bozsak bile kırk birinci defa yeniden tevbe ederiz. Kulluk budur. Tevbe, “yaptım, bitti” gibi bir şey değildir asla. Ömrümüz boyunca yapmaya devam etmemiz gereken bir şeydir. Tevbeyle yaşamakla sorumluyuz. “Ben günde yüzden fazla tevbe ediyorum” diyen peygamberin ümmetiyiz. Öyleyse tövbemizin çokluğu ne kadar kötü olduğumuzu değil ne kadar iyi yolda olduğumuzu gösterir. Şeytanın en basit tuzaklarından biridir bu. Önce günaha düşürür, sonra umutsuzluğa. Şeytan’a oyuncak olmaktan sakınıp Allah’a kul olmakla mesulüz. Allah yardımcınız olsun. Allah’a emanet olun.