Soru

Selamünaleyküm hocam,
Müslüman fakat dünya kazancını ahirete yeğ gören bir ailede dünyaya geldim. 19 yaşındayım. Babam, tabiatı sinirli bir adam. Annem sürekli şikâyet eden çocuksu bir kadın. İkisinden de Allah razı olsun. Çoğu ailevi sıkıntımı (dışarı çıkmama izin vermiyorlar, vakfa gitmek yerine ders çalışmamı emrediyorlar vs.) onlara “paspas” olmam gerektiğini düşünerek atlattım. Babam çocukluğumdan beri bana kızdığı için kendimi ona beğendirme gibi bir refleks oluştu bende. O ne derse istemeden de olsa onu yapıyorum. Yahut duymak istediği şeyleri söylüyorum. Şu sıralar biraz birikim yaptık, ben de babama “seneye zekât vermemiz gerekiyor araba alalım” dedim. Ama yemin ederim düşünmeden ağzımdan çıktı hocam. Bizim fındık tarlamız var ama hiç fındığın öşürünü verdiklerine şahit olmadım. Kapıya gelen dilenciye aman gitsin diye söylediklerini duydum hep. Bunlar içimde kalmış olacak ki babamın gözünde “akıllı çocuk” olmak için böyle çirkin bir şey söyledim. Utanıyorum, kızıyorum hocam.

Cevap

Zekât konusu için Allah’a istiğfar edin. Daha dikkatli olmaya azmedin, Allah’ın çok bağışlayıcı olduğunu hatırlayın, takılı kalmayın ve devam edin.
Farz ibadetlerde anne babanıza itaat etmek zorunda değilsiniz. Farz ibadetler Allah’ın emridir ve mutlaka yerine getirilmelidir. Farzların dışındaki ibadetlerde ise anne babanızın gönlünü hoş tutmayı esas almak zorundasınız.
Onlara olan muamelelerinizde, Allah’ın razı olduğu şekliyle davranmaya devam edin. Onları razı ettikçe, Allah’ın rızasına yaklaşacaksınız. Allah’ın rızasını kazanırsanız da eğer, kazanabileceğiniz en büyük şeyi kazanmış olursunuz. Allah’a emanet olun.