Hocam, ilmihalden akide kısmını okudum. Amelde mezhepler konusunda aklıma takılan bir şey yok esasen Hanefi olmak için belirli bir ilme sahip olup tercih etmek gerekir bunu biliyorum ama Hanefi olmakla ilgili bir kafa karışıklığım yok. İlahiyat ya da medrese talebesi değilim ama itikat noktasında aklıma takılan şeyleri ehline sormanın ehemmiyetinden haberdarım. İtikatta mezhep nasıl oluyor sorusu benim gibi ilmi birikimi olmayan birine açıklaması pek mümkün olmayabilir ama sorularım şöyle:
1- İtikat konusunda nasıl farklı görüşler söylenebiliyor, bu nasıl Müslümanların farklı şekilde inanması olmuyor?
2- Avamdan insanlar olarak biz bu duruma nasıl yaklaşmalıyız, itikadi meselelerin avamı ve âlimi olur mu?
3- Bu konularda kalben mutmain olabilmek için Ebubekir Sifil hocanın Tahâvi şerhi ve Mehmet Yaşar Kandemir hocanın Kitâbü’s-Sünne’sini okumayı düşünüyorum sizce doğru bir yolda mıyım?
Aziz kardeşim, esasında akidenin türlüsü olmaz. Ancak ümmetimizin tarihi serüveni içerisinde meydana gelen fitneli hadiselerden dolayı orijinal akidenin korunması için âlimlerimiz ciddi mücadeleler vermiştir. Bu süreç içerisinde haliyle neyin itikada dair olduğu ya da olmadığı konusunda bazı ihtilaflar olmuştur. Ancak bunlar asıl konular değil, teferruat denebilecek, sonradan ortaya çıkan fitnelere cevap verme şeklinde sonuçlanmış başlıklardır. Bu sebeple de farklı gibi durmuştur. Akide, Ashab-ı Kiram’ın bildiği ve iman ettiği konulardan başkası değildir. Bunun için ise Tahâvî’nin kitabı sizin için yeterlidir. İtikat konularında ayrıntıya girildikçe kafalar karışır. Bizi kulluğa götürme gayesi olan akide Allah’tan bile uzaklaştırabilir. Bu noktayı hususi olarak belirtmek isteriz. Rabbim hepimizi Allah’ın kitabı ve Rasûl’ünün sünneti üzerinde bir imanla kabul buyursun.